Altaylı, daha Süper Kupa’nın Suudi Arabistan’da yapılacağı dedikodusunu duyar duymaz “Cumhuriyet’in 100. yılında Süper Kupa Finali’nin ne işi var Suudi Arabistan’da” diye yazdığını hatırlatarak “Nuh dediler, peygamber demediler. Sadece Federasyon değil, her iki kulübün yönetimi de. Taraftar baskısından hafiften tırsıp “Aslında pek de istemiyoruz” falan gibi hafiften kırıtsalar da, federasyonunun hazırladığı sözleşmeye ikisinin de imza attığı ortaya çıktı. Belli ki, onların da “işlerine” geliyordu. Bal gibi istiyorlardı” ifadelerini kullandı.
“Suudi Arabistan memnundu. Dünya Kupası organizasyonunu alabilmek için müthiş futbol yatırımı yapıyor, futbol ülkesi gibi görünmek için milyar dolarlar harcıyordu. Bu kez dünyanın en önemli derbilerinden birine ev sahipliğini, ucuza kapatmışlardı. Derbi ayaklarına gelmişti” diyen Altaylı, şöyle devam etti:
Ve sonunda Cuma akşamı maç saati geldi çattı.
Boş tribünler maçı beklerken, kriz çıktı.
Sözleşme imzalanırken Atatürk ve sözlerini hatırlamayan kulüp yöneticileri birdenbire Atatürk’ü hatırladılar.
Suudiler Atatürk posterlerine izin vermem dedi, takımlar diretti.
Sonunda maç iptal oldu.
Bakın kızacaksınız belki ama bu işte en az suçu olan taraf Suudiler’dir.
Ne işiniz var sizin Suudiler’in evinde?
Sen gidersen adam da sana kurallarını dayatır.
Sen de o kuralların olduğu kağıdı imzalarsan anlaşmasından dönmez.
“Suudilerin ilkeleri var. Dinden ötürü böyle davrandılar” palavrasını kimse sıkmasın.
Dinleri minleri palavra.
Ronaldo’nun, onun bunun posterini asarken her tarafa, nikahsız yaşamanın yasak olduğu ülkede Ronaldo’nun sevgilisiyle yaşamasına gıklarını çıkaramazken ne dini!
Konunun din ile alakası yok.
Konu, senin basiretsizliğin.
Sen köpek gibi ayağına gitmişsin, o da şartlarını dayatmış.
Sen de kabul etmişsin.
Nokta.
Suudi rezilmiş.
Bana ne!
Suudi pislikmiş.
Olabilir, beni ilgilendirmez.
Beni ilgilendiren, tuttuğum takımların tavrıdır.
Adının başında “Türkiye” yazan federasyonun ne halt ettiğidir.
Bu haltı beraber yediler.
Durduk yere bir de ülkeler arası kriz yarattılar.
Sonra bir de hiç hak etmedikleri halde “kahraman” ilan edildiler.
Peki, bu rezaletin bir faydası oldu mu!
Allah için oldu.
Bu milletin önemli bir bölümü için Atatürk’ün ne kadar önemli ve değerli olduğunu hem içeriye hem dışarıya gösterme fırsatı oldu.
Tüm dünyaya bu ülkenin hâlâ ve her şeye ve herkese rağmen Atatürk’ün izinden ayrılmama kararlığını göstermiş olduk.
İçerde de Atatürk düşmanları biraz daha kudurdu.
Ama tüm bunlar, federasyonun ve kulüp yönetimlerinin yaptığını unutturmaz.
Sadece camialarının büyüklüğünü kanıtlar.